23 Temmuz 2013 Salı

Yaş Aldıkça Yalnızlaşıyoruz...




Çok değer verdiğim bir insanın hep söylediği bir söz; Yaş aldıkça sadeleşiyoruz.Düzeltmek istiyorum yaş aldıkça yalnızlaşıyoruz... 



Geçen gece sosyal medyadaki yalnız kalabalığımda vakit geçirirken düşündüm; arkadaş haneme yeni bir ismi en son ne zaman kazandırdım diye.

Geçen yıl içinde bir miydi? İki değildi.

Sonra bundan dört yıl önce teyzemle yaptığımız bir konuşma geldi aklıma.
Dostum diyebileceğin kaç kişi var hayatında demişti. Bir elimin parmağını geçmemişti saydıklarım ama önemli değil demiştim daha önümde kaç yıl var bunun üniversite hayatı, iş hayatı…

Ben yalnızım dedi teyzem oysa yeni yeni otuzlarında belki. Dostu kalmamış hiç etrafında, arkadaş çok dedi ama bir masanın etrafında bir araya gelince kendimi kendim hissettiğim, bana yeni şeyler öğreten biri yok hayatımda…


İçten içe teyzemin kötü şansına verdim suçu, hem ben çok arkadaş canlısıyımdır.

Dostun dediğim insan sayısı hala bir elimin parmaklarını geçmedi, aksine gitgide azalıyor.

Şimdi otobüste yanıma oturanlar benimle konuşmasın diye ya uyuyorum ya da uyur gibi yapıyorum.

Ortak yaşam alanına sahip olduğum insanlarla bile arkadaş olmak zorunda değilim diye düşünüyorum, tanımasam bile olur.

Yalnızlıktan ödüm kopuyor ama yeni dostluklar kuracak kadar fedakar değilim.

Artık hislerim yeni tanıştığım insanların benimle ortak yönlerini aramıyor, karanlık yanlarını sezmeye çalışıyor.

Oysa ne çok severim ben Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ şiirini.

“Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığım insanlarBütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın...” 



1 yorum: